Gelinlik Modelleri Dünya Koleksiyonlarından Seçilmiş

Ünlü tasarımcıların hazırlamış oldukları birbirinden şık ve zarif 2011 gelinlik modelleri…

Gelinlik Resimi

Gelinlik Hakkında

İngilizler ve Fransızlarda toplum ahlakıyla ilgili yazan yazılardan ötürü de çarçabuk kabul gören bu seçim, beyazın saflığı, temizliği ve masumiyeti simgelemesinden güç alıyordu. Ardından gelin adayları arasında beyaz renk giyilmesi hızla yayıldı. Doğuda ise yakın bir zamana kadar gelinlikler kırmızı olup bu rengin şans getirdiğine inanılırdı.

Osmanlı geleneğin de ise saray gelinlikleri kırmızı iken halkın tercih ettiği başka renklerde vardı; mor, mavi ve pembe gibi. Gelin olacak kişinin ve nereye gelin gittiğinin bir emaresi olarak gelinliğinin kumaşı, işlemeleri, gelin başı ve duvağı önemliydi. Düğünün kaç gün süreceği ise sosyal bir ayrıcalıktı. Dönemin pahalı kumaşları ve süslü işlemeli Osmanlı motiflerinin yer aldığı gelinlikler, genç kızların sade giysi giymelerinin gelenek olduğu o dönemlerde daha renkli ve süslü giyinebilmeleri için bir başlangıç sayılırdı.

Günümüzde Gelin ve Gelinlikler

Günümüzde artık gelinlerin tercihi nerdeyse tamamen beyazdan yana. Bu yüzden gelinlik denince akla gelen ilk renk beyaz olsa da kırık beyaz, fildişi, beyaz üstüne kırmızı ve altın simle çiçek, taş veya işleme motif tarzında olan gelinlikler de revaçta. Gelinlik, nişanda veya kınada giyilen bir abiye gibi olmadığı için, tekrar başka bir yerde daha kullanılması amaçlanmıyor. O özel günde sadece bir kez giyilebilecek ve o anı taçlandıracak olması bu kıyafetin seçilirken, kumaşından duvağına, modelinden dikimine ve üzerindeki süslemelerine kadar ayrıcalıklı olmasını sağlıyor. Öyle ki bu özel giysi daha eş seçimi yapılmadan bile tasarlanıp, hayalleri süsleyebiliyor.

19. yüzyılda hızlanan batılılaşma süreciyle açık renkteki gelinlikler giyilmeye başlandı. Beyaz gelinliği Türklerde ilk kez 1898 yılında Kemalettin Paşayla evlenen II. Abdülhamit’in kızı Naime Sultan giymiştir. Günümüzde ise beyaz gelinlik nikâhlarda ve düğün törenlerinde bayanların giydiği vazgeçilmezi haline gelmiştir.

Yeryüzünde bulunan farklı toplumların çok farklı adetleri vardır. Bunlar o bölgenin toplumsal yapısına, eğitim durumuna ve geleneklerine ne kadar bağlı olup olmadıklarına göre değişim gösterir. Evlilik adetleri, gelin alma, gelinlik giyilmesi gibi ritüeller de tamamen bu durumla alakalıdır. Bu kadar fark arasında ortak nokta yaşamlarındaki en önemli günü karşılamak ve o güne özel hazırlanmaktır. Mesela; Finlandiya da gelinler el yapımı bir taç takarken, Çin’de gelinler hala düğünde kırmızı ayakkabı giyer ve kırmızı duvak örterler. Hindistan’da gelinler “sari” denilen özel bir kıyafet giyerken, Bulgaristan’ın bir bölgesinde (Pomak) gelin yöresel kıyafet giyer ancak makyajı çok özel olur.

Türkiye’de de söz konusu evlilik merasimleri yani düğünler olunca çok çeşitli, birbirinden güzel ve anlamlı adetler ve gelenekler olduğunu biliyoruz. Bu geleneklerde eşlerden ziyade iki ayrı ailenin kaynaşması ve güzel dileklerle bir başlangıç yapılması amaçlanmaktadır. Son yıllarda, senede 600-700 bin evliliğin yapıldığı yurdumuzda bu özel merasimlerde şüphesiz en önemli kişi gelindir. Bu yüzden de onun üzerinde taşıdığı gelinliğin ayrı bir önemi vardır. Gelinlik, ayrılmaz birer parçaları olan gelin duvağı, çiçeği ve daha fazla aksesuarları ile zenginleşip muhteşem bir görüntü arz eder

Alıntı.

Yazar: EK

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir